Efe Öç ve Hilken Doğaç Boran
Kartalkaya Grand Kartal Otel’de çıkan yangında 36’sı çocuk 78 kişi hayatını kaybetti.
Faciada bazı aileler tamamen yok oldu, bazı ailelerse tatilden çocuklarının, eşlerinin, dostlarının cenazesiyle döndü.
Sevdiklerini toprağa verenler şimdi hukuki mücadeleye hazırlanıyor.
Aileler yol haritasını çıkarmak için kendi aralarında görüşmelere başladı.
2018 yılındaki Çorlu tren kazasında dokuz yaşındaki oğlu Arda’yı kaybeden Mısra Öz ve 6 Şubat depremlerinde yıkılan İsias Otel’de kızı Serin’i kaybeden Pervin İpekçioğlu bu acıyı da süreci de iyi tanıyor.
Öz, BBC Türkçe‘ye “Bu insanları çok zor günler bekliyor” diyor.
Kendisi de hukuk doçenti olan İpekçioğlu de bu tür davaların zorluğuna dikkat çekiyor.
Kartalkaya aileleri yine de her fırsatta adalet istediklerini vurguluyor.
Bunlardan biri de Kartalkaya’da 6 ve 8 yaşlarındaki kızları Dila ve Ela’yı kaybeden Burak İnal.
İnal, BBC Türkçe‘ye amacının bu acıların tekrarlanmasını önlemek olduğunu söylüyor:
“Benim beklentim bir cadı avından ziyade bir sonuç, yani bir değişim, bir düzelme.”
‘Önlenebilir felaketlerin kurbanı olmak istemiyoruz’
İnal, eski eşi Defne Arkadaş ve çocukların bakıcısı Laura Kurtanidze’nin de yaşamını yitirdiği yangının ardından sosyal medyada hukuk mücadelesi başlattığını duyurmuştu.
Aynı süreçte, yangında yakınlarını kaybedenlerin bazıları da “Başka Canımız Yok” adlı bir topluluk kurdu.
Topluluğun sosyal medya sayfasında sorumluların bulunması ve suçların cezalandırılması için tüm önlemlerin alınması çağrısı yapıldı:
“Önlenebilir felaketlerin kurbanı olmak istemeyen tüm halkımızı bizimle olmaya çağırıyoruz.”
Gelinen noktada farklı girişimlerin birleştiği ve ailelerin birçoğunun birlikte hareket etmeye karar verdiği anlaşılıyor.
BBC Türkçe‘ye konuşan Burak İnal, grupta diğer kurban yakınları, benzer felaketlerde yakınlarını kaybeden aileler ve bu konularla ilgilenen avukatlar olduğunu söyledi.
İnal, “Herkesin hem birbirinin acısını paylaşması hem de ortak amaç için birlikte ilerlemesi için bir çalışmamız var” dedi.
İnal, “Çünkü burada zaten birinci dereceden yetkin ve yetkili olan merciler belli. Biz bunun üzerine müdahil olarak katılacağız ve bunun akabinde bireysel birkaç dava olacak” dedi.
Bu çabanın siyasi değil adalet odaklı olacağı vurgulanıyor.
‘Zincire yeni bir halka eklendi’
Kartalkaya aileleri, sevdikleri için adalet arayışlarında yalnız değil.
6 Şubat depremlerinde yıkılarak 72 kişiye mezar olan İsias Otel ve 2018’de 25 kişinin öldüğü Çorlu tren kazası sonrası da aileler bir araya gelerek hukuki süreç başlattı.
Tren kazasında oğlu Arda’yı kaybeden Mısra Öz, Kartalkaya ile ilgili “zincire yeni bir halka eklendiği” yorumunu yaptı.
BBC Türkçe‘ye konuşan Öz, Kartalkaya’da yakınlarını kaybedenlerin kendisiyle iletişime geçtiğini anlattı:
“Oğlunu kaybeden bir anneyle görüştüm, eşini ve kızını kaybeden bir babayla sürekli yazışıyorum. Bu insanları çok zor günler bekliyor. Onlar da bunun farkındalar.”
Öz, yangında oğullarını kaybeden ve ikisi de psikiyatr doktor bir çiftin de kendisine ulaştığını söyledi.
Yas psikolojisini mesleki olarak iyi bilen bu çiftin “Bu başka bir acıymış, yönetilebilir bir şey değil” dediklerini aktardı.
Hukuki süreç nasıl işleyecek?
21 Ocak’taki Kartalkaya yangınıyla ilgili şu ana kadar 19 kişi tutuklandı ve taksirle ölüme sebebiyet vermekle suçlandı.
Ancak bazı hukukçular “olası kasıt” üzerinden bir soruşturma yürütülmesi gerektiğine işaret ediyor.
Eğer soruşturma bu yöne evrilirse, dava sonunda verilecek cezalar ölen her kişi üzerinden ayrı ayrı hesaplanabilecek.
Ceza hukukunda bilinçli taksir ve olası kast kavramlarının ikisi de istenmeyen bir neticenin gerçekleşebileceğine dair öngörüye dayanıyor.
Bilinçli taksir, öngörülmesine rağmen istenmeyen neticenin gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket edilmesi demek oluyor.
Olası kasıt durumundaysa istenmeyen neticenin öngörülmesi ve buna rağmen hareket edilmesi söz konusu.
Adıyaman’da kızı Serin’i kaybeden ceza hukuku doçenti Pervin İpekçioğlu, BBC Türkçe‘ye yaptığı değerlendirmede “emsal olacak endişesi” ile olası kasıttan ceza vermekten kaçınıldığını savundu.
İsias Otel davası süresince aileler, cezaların olası kasıttan verilmesi amacıyla defalarca Kıbrıs’tan Adıyaman’a seyahat etti.
24 Aralık 2024’te zanlılara bilinçli taksirden ceza verildi ve Kartalkaya yangınıyla aynı gün İsias davasının gerekçeli kararı açıklandı.
İsias davasında henüz soruşturma izni verilen kamu görevlileri hakim karşısına çıkarılmadı. Ailelerin bu yönde çabası sürüyor.
‘Bir ailenin üzülmesini engelleyebilirsek başarı budur’
İpekçioğlu, “yaslarını yaşayamadan bir hukuk mücadelesine başlamak zorunda” kaldıklarını anlatırken asıl zor olanın “sonuç alamamak” olduğunu söylüyor:
“Adaletle sonuçlanır ve kendi kabuğumuza çekilir, artık yasımızı yaşamaya başlarız diye ümit ediyorduk. Fakat bize bu reva görüldü ve daha uzun yıllar devam edecek.”
Mısra Öz de Çorlu tren kazasındaki dört sanıklı davayı 13 sanıklı hale getirmeyi “tırnaklarıyla kazıyarak” başardıklarını söylüyor.
Çorlu davasında 24 Nisan 2024’te dört kamu görevlisi, taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
Ancak sürecin yedinci yılında tazminat davaları devam ediyor. İkinci duruşma Mayıs 2025’te görülecek.
Burak İnal ise kararlı:
“Ben ağlamışım, yerlerde sürünmüşüm, çığlıklar atmışım, dövünmüşüm bunun hiç kimseye bir faydası yok, bir şey de yapmaz.”
Acılı baba amacının doğru ve ciddi denetim yapılması olduğunu vurguluyor:
“Bir ailenin üzülmesini engelleyebilirsek budur bence başarı.”
More Stories
İstanbul’da Emaar AVM’de yangın paniği
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ekonomik durum geçici bir dönemdir”
Kuzey Kore askerleri cepheden çekildi: “İki haftadır görülmediler”